30 Mayıs 2010 Pazar

RG Gün 7

Bir ileri bir geri her adım çeyrek final öncesi demek Andy. 3.tur mücadelesinde 3 sette yenildi Amerikalı. Bu maçı da kazanır Ferrer ile eşleşir diyordum ancak her ikisi de elendi Andy tamam da Melzer'in Ferrer'i yenmesi ilginç. Sanırım İspanyollar için iyi bir gün değildi Ferrer, Ferrero yenilireken Verdasco da kendini zor kurtarmış. Geçen sene Djokovic'i yenen soyisimini yazmayı hiç sevmediğim Alman Kohlschreiber'i (umarım doğru oldu:)) zor da olsa 5 sette yendi. Eş zamanlı olarak Nadal-Hewitt maçı olduğu için biraz güme gitse de anlaşılan güzel maç olmuş. Şimdi 2 İspanyol'un karşılaşması var: Verdasco- Almagro. Almagro Verdasco'nun sağlık şartlarından ötürü çeyreğe yakın isim.
arka fona dikkat:)
Nadal-Hewitt maçında geçen seneden daha iyi bir Hewitt vardı. Belki bu kortlarda bir kere yenilirseniz diğer oyuncular tarafından yenilebilirsiniz imajı doğuyor beyinlerde. Ama nafile servis kırsanızda sizin de kendi servisleriniz de bir şeyler yapmanız lazım özellikle 2. servisten puan çıkarma yüzdesi çok düşüktü Hewitt'in. Nadal'ın rakibi Brezilyalı Belluci. (şu tenisçi için Nadal'ın genç rakibi diyorlar ya gülüyorum yahu aralarında 1 yaş var sadece:))
çok güzel bir foto olmuş:)
Günün beklenen maçı olan Sharapova-Henin maçıydı yarım kaldı. Uzun bir aradan sonra Justine RG toprağında set verdi. İlk sette rahat olan Henin, 2. set itibariyele Maria'nın maça ısınmasıyla mı yoksa hava, zemin koşullarının onun yanında olmasıyla mı kazandı. Karanlık bastı maç bugüne sarktı. Dementieva maçından sonra tamamlanacak.
görseller

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Bayanlarda Son Şampiyon Evine

Rafael Nadal yine ilklerle dolu bir RG günü geçirdi. İlk turda ilk kez GS oynayan Mina ile karşılaşmıştı, 2. turda ise ilk kez RG'da mücadele eden Arjentinli Horacio Zeballos ile karşılaştı. Genel olarak Nadal rahattı. İlk 2 settin ilk 3-4 oyununda biraz direnç gördü. Maçın güzel yanı Zeballos'un kısa toplar atarak Nadal'ı avlama düşüncesi idi bu yüzden alışılmışın dışında Nadal'ı file önünde gördük. Turnuva boyunca 6/2lik 5 set alan Nadal'ı son sette son oyunlarda bir kez servisini kırıp maçtaki en iyi oyununu sona saklayan Arjantinli 6/3 ile geleneği bozdu. Artık Nadal Hewitt maçına bakar.














Serena Williams'ın acelesi vardı galiba 1 sa bile durmadan bitiriverdi maçı.Elbisesi ile bolca gündemde olan Venus de rahat bir maç kazandı. Yalnız ablası bu kadar elbisesiyle gündemde olur da Serena durur mu: Venus'un elbisesi varsa onıun da ojeleri var.

Federer'de bugün ilk kez RG da oynayan ve elemelerden gelen Alman Julian Reister ile karşılaştı. O 3. turda Federer ile karşılaşınca aklıma Marsel İlhan'ın US Open da bi maç daha kazansaydı Andy Roddick ile karşılaşacak olması geldi ne güzel olurdu. Bugün Reister maçı kaybetmiş olsa da birçok kazanç sağladığı su götürmez. Daha güzeli ise 2. seti saymazsak oldukça zorlayan, çaba gösteren bir iş çıkarması güzel şeyler. Maçtaki tek güzel nokta bu değil tabiki de bir de Federer'in ilk maç puanında çift hata yapması ilginçti:) O da kankası Wawrinka'yı bekliyor olacak 4. tur için.
Son olarak da son şampiyon Kuznetsova vatandaşı Krilenko'ya 3 set sonunda boyun eğdi. Kusura bakma Kuznetsova ama perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Bu seneki toprak kort performansın oldukça kötüydü. Toparlanman dileğiyle.
Yeni emekli olan Amelie Mauresmo da maçı seyredenler arasındaydı

28 Mayıs 2010 Cuma

RG'da Neler Oluyor

RG dolu dizgin giderken ben de yasımdan kurtukldum(Ritchie'nin 'yüreklendirici' elenişi) ve turnuvaya yeniden odaklandım. Güzel maçlar oluyor. Özellikle Rafael Nadal-Gianni Mina arasındaki ilk tur maçı. Mina daha ilk GS'inde ilk zaferi için dünyanın ya da tarihin en iyi toprak kort oyuncusuyla GS'lerde 100. zaferi için mücadele etti. Elbette Nadal'ın maçı kazanacağı belliydi ama Mina için güzel olan bir takım anektodlar var. Mesela, Nadal'ı kortta 2 saatten fazla tutması, direnişi, rallilerde çıkardığı güzel toplar, faklı vuruşlar...
adam 100. maçını kazanmaktan bahsediyor ben daha bi tane bile kazanamadım
bi yürü git Rafa

Gelelim 2. tura. Ana Ivanovic-Kleybanova ile karşılaştı ve maçı 6/3,6/0 2 set sonunda kaybetti. İşin enterasan tarafı Ana'nın maç sonunda durumundan, oyunundan, gelişiminden memnun olduğunu sadece biraz şanssız olduğunu söylemesiydi. Ana şaka mısın, ben sende iyi namına nerdeyse hiçbir şey görmedim. Sanırım gözlük derecem iyice büyüdü.
maç içindeki halin sanırım gerçekleri daha iyi özetliyor Ana

La Monf 2 gündür süren 5 setlik maceradan boynu bükük ayrılan taraf oldu. Hikayesi fazla olan maçta (elektrikler yok, zor şartlar altında çalışma ühüühhü) Parisian+La Monf:2 Fabio Fognini:3
:((((

Andy Roddick'te gidebileceği en üst tur olan4.tura, David Ferrer'e doğru emin adımlar olarak sayılabilecek şekilde ilerliyor. Vay beeeeeee!
Gelgelelim en cırtlak maça: Jankovic-Kanepi. Jankovic bayağı zorlandı. Maç gitti geldi diyebilirim. Çok rahatlıkla çeyrek hatta yarı final görmesi beklenen Jankovic için pek de iyi bir görüntü değildi açıkçası. Ancak o maçta beni kilitleyen tek şey Jankovic'in performansı değildi. Eurosport spikerlerinin elbise ve moda üzerine sohbet etmeleri oldu. Basın toplantısında Jankovic ne diyecek acaba elbisesi hakkında dedi spiker. Süperdi valla. Ama Kanepi'nin içinden geçenleri duyabiliyorum:Hatun kişinin o kadar cırtlak bir sarıydı ki gözümü alıyordu:)
elbisemi kıskanıyorsun hııııhhhh

25 Mayıs 2010 Salı

You Really Broke My Heart

Bazı insanların çok özel yeteneklerle dünyaya geldiğine inanırım. Mesela MJ müzikte, dansıyla hep özel bir yeri olmuştur. Öldüğü zaman en çok onun yeteneklerini kaybedişimize üzülmüştüm.

Bilimde mesela; Marie Cruie. Bilim dünyasında kadınlarında bir şeyler yapabileceğini göstermiştir hem de bunları 2 nobelle taçlandırarak. Tarih boyunca ünlü olan kadınların hemen hemen hepsi bunu güzelliği ve entrika kabiliyetine borçluyken, o beyniyle de var olabilecek kadın profili çizmiştir. Beyin kadın kavramıyla kadına yeni bir kimlik kazandırmıştır.

Tenise geldiğimiz zaman işte o kusursuz yeteneğiyle ayrılan isimdir Richard Gasquet. Geçen sene doping skandalı nedeniyle 2 yıl men edilme durumu söz konusyken, bir an durdum düşündüm: Böyle bir yeteneği 2 sene boyunca izleyememek? Belki cevap size abartılı gelebilir ama canım yandı içim acıdı.

Bazen kendimi onun yerine koyuyorum da nasıl bir çelişkidir o: kusursuz bir yeteneğe sahip olup da bu denli başarısız olmayı başarabilmek?! Kabullenilmesi zor bir durum. İlk 10 oyuncularının hepsinin toplamından 10 kat daha iyi olmak ama hala bir GS bile kazanamamak! Koskocaman bir haksızlık değil mi feleğin çarkının Richard'a yaptığı.

Kendi kalbinde kırılıyor, orda seni destekleyen Fransız seyircisinin ve benim bizlerin. Kaldırmakta güçlük çekiyoruz bu kadar kabiliyetliyken başarısız olmanı, yenilmeni. Üzülüyoruz hem de çok. Bir gün o feleğin çarkını kırıp en azından teklerde bir kez RG bir kez de Wimbledon'ı kazanman dileğiyle Ritchie. Çünkü sen bunu en çok hakeden insansın. O kusursuz oynundan özellikle de o kelimeleri kifayetsiz kılan bachand inden bizleri mahrum etme. Senin tenis oynayışını seyretmek bizim için büyük bir keyif, bir ayrıcalık bunun için bile milyonlarca kere teşekkürler.

22 Mayıs 2010 Cumartesi

2010 RG Kuraları

Erkekler kurasında Murray- Gasquet dışında çok ilgi çekecek bir karşılaşma yok. Belki de en eğlenceli çeyrek final karşılaşması yine yeni yeniden Gulbis-Federer arasında olan olabilir o da Gulbis Cilic'i geçebilirse. 56843 senedir Nadal' a aynı tarafta buluna Verdasco bu RG'u da boş geçmedi. Kısmet Fernando.

Kadınlarda benim ilk gözüme çarpan Kuznetsova-Cirstea karşılaşması. Biri 09 RG şampiyonu diğeri çeyrek finalisti. Güzel bir maç olacak galiba. İlk turdan gidebilir son şampiyon evine.
Bir çok internet sitesi Henin'in zor bir kura çektiğini söylemiş. Sharapova,Serana, Stosur var onun kısmında. Açıkçası Henin değil onlar kötü bir kura çekmişler diyebilirim. Çünkü kraliçesi olduğu bu kortlarda onu durdurabilecek bir kişi olduğunu sanmıyorum onu durdurabilecek tek şeyin kendini Wimbledon'a saklama düşüncesi olabilir; geri dönüş nedenine, tek kazanamadığı GS'e.
Uzun bir aradan sonra 1 v2 numarada abla kardeş oturuyorlarken yine bir Williams sister finali gelir mi? Sanmıyorum, umarım da gelmez.

RG'ın kuraları(tekler) için:
önce bayanlar:
şimdi de baylar:

Küllerinden Doğma Zamanı

2008 Wimbledon 4. tur maçıydı Gasquet maç için servis atıyordu.... Ama olmadı 5 set sonunda o maçı kaybetti:( O gün Gasquet maç sonrasında kalabalık ona çok yardım etti demişti.

2010 RG Paris.
Şimdi tam sırası Richard tam sırası! O kusursuz yeteneğinle o kalabalığı sevindirme sırası sende. İnan bana seni her zaman yiyecek gibi olan o kalabalığın baskısını değil çoskusunu hisset sadece. Sıralamada kaçıncı olmanın önemi yok ya da Murray'nin 4 numaralı olmasının da.

Şu turnuvada inanıyorum birçoğunun isteği bir Federer- Nadal finali olması yönünde, benimse en çok izlemek istediğim maç Federer- Gasquet yarı finali tıpkı 2007 Wimbledon'da olduğu gibi (kuraya yanlış bakmadıysam eşleşme bu şekilde olmalı) Bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş ben her gün 40 kere söyleyecem yeter ki olsun.
bazı şeyleri hatırlamana yardımcı olur belki
biz tenisseverlere bu anları yeniden yaşat lütfen:)


19 Mayıs 2010 Çarşamba

RG'a 1 Hafta Kala Jelena Jankovic

Bu senenin RG'da favorilerinden biri olarak görülüyor Jelena Jankovic. Bu seneki toprak kort performansında iyiydi. Roma'da final oynadı, Madrid'de çeyrek final... Ben de bugün facebookta dolanırken yeni off-court fotolarını gördüm, paylaşmak istedim:

ayakkabı kötü, elbise de pelüş yastığıma benziyor:)
bu ne gözlük Jelana?
Sevgili Jelena, içinde hep ukte olarak kalan bir grand slam kazanma hayalin için çaba gösterme vakti değil midir? Şunun şurasında 1 hafta bile kalmadı RG'a! Ayrıca tenisteki kalitenle moda konusundaki başarın arasında bu kadar fark varken gel sen antreman yap. Biz de belki Justine Henin- Jelena Jankovic finali izleriz, bence fena olmaz, ne dersin Jelena?

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Beklenene Değen Harika Bir Final

Zibilyon tane işim olduğu için Madrid finalini izlemeyeceğim diye geçiriyordum içimden. Maç başladı saatime bakıyorum. Ya TV'de vermiyor boşver falan yapıyorum. Dayanamadım en sonunda: 1 sene sonra Federer- Nadal finali dedim ve geçtim netin başına. İyi ki açmışım gözüm gönlüm doydu. Rallliler, toprak kort, Federer, Nadal ...

Değişen ne vardı kortta 1 yıl sonra: Kendine Nadal karşısında daha da güvenen bir Federer;sakatlığın, kendi evinde olmanın vermiş olduğu baskı, master serisinde rekorun peşinde olması ya da herhangi başka bir şey, romansında Nadal'ı Federer karşısında beklediğimin altında bir seviyede tuttu. İlk setin sonunda set puanı Nadal'a bilemem kaçıncı sayıda geldi. Kaç tane servis kırma puanından sonra.Her topa yetişmesiyle ünlü Nadal yoktu bugün ortalarda agresifcan Federer alışılmışın dışında çok puan aldı kısa toplarla.

Durum 5-5 olurken harika bir ralli vardı.O nasıl bir puandı öyle. O nasıl bir dropshottı öyle. Ya da o neydi acaba Rafael Nadal tarafından korta sunulan?
Maç boyunca soluksuzca izledim deyimini burnumdan ciğerlerime kadar olan solunum sistemindeki her hücre yaşayarak hissetti. Yalnız heyecanı biraz fazla abarttım galiba tie-break'in sonuna doğru aşırı heyecandan ekranı kapattım ve maç puanını göremedim:(Tekrar açtığımda Nadal şampiyonluğunu ilan etmişti ben tanıklık edemedim.

Neyse kupa töreninde 2005'teki zaferinde olduğı gibi kızları alkolle yıkamayı ihmal etmedi Nadal:)
Tabi başka dipnotlar da vardı. Mesela tribünler valla bayağı baktım eğer gözlerim beni yanıltmıyorsa bildiğin doluydu. Real Madrid'in Barcelona gibi futbol devlerinin maçı vardı, ilgi az olur diyordum ama bildiğin 'coşkulu bir kalabalık' vardı. İspanya kraliçesi, Shakira;) maçı seyredenler arasındaydı.
Xisca görmesin :P
Sonuç olarak harika bir maçtı. Federer' de maçtan önce duygularımıza tercüman olup: geçen birkaç yıl ne kadar muazzamdı, tenis için heyecan verici olacak bu maç, bu rekabet tarzında bir demeç vermişti bu maç hakkında.
Rafael Nadal da 18. master serisini kazanarak kendi evinde kendi seyircisi önünde rekora imza atmanın güzel duygularını yaşıyor ve paylaşıyor olmalı. Ayrıca bu kadarla da kalmayıp toprak kort sezonunun tüm 3 master serisini kazanan ilk oyuncu oluyor(montecarlo-rome-madrid)
Federer sen de çok iyi oynadın artık rota RG

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Sihirli Kutudan Venus Williams mı Çıkıyor Acaba?

Kardeşler arasında ayrım yapmak olmaz değil mi? O kadar Serena'dan bahsettik, Venus'ten bahsetmesek olmaz. Bugün Samantha Stosur ile maçı vardı. Avustralyalı tenisçi geçen sene RG'da yarın final oynadı ayrıca bu sene de toprak oldukça başarılı bir performans sergilediğini düşünüyordum Nitekim en çok maç kazanan oyuncu imiş. Savımız matematiksel olarak desteklenince de maçın kazananının Stosur olacağını düşünüyordum. Ancak öyle olmadı, ilk set 6-3 ile Williams'a gitti. Maçın başı sadece servislerden ibaretti yoooooo hayır olamaz dememe kalmadı ralliler başladı hatta bir kaç tane çok güzel ralli vardı gerçekten. İlk 7 oyun itibariyle oldukça çekişmeli diyebileceğimiz bir ilk set vardı ancak sonra Venus servis kırınca 6-3 ile ilk set ona gitti.

İkinci sette yine benzer bir durum vardı. Williams servis kırdı ve Stosur oyun ritmini kaybetti. Hatta son oyuna 2 çift hata yaparak başlaması, hadi ben artık gideyim havasında olması beni üzdü.
Uzun bir aradan sonra 2 numarayı görecek olmanın verdiği gazla olsa gerek sonuç böyle oldu herhalde diyelim ve tebrik edelim Venuses'i. Bu gazla sihirli kutudan Venus Williams çıkacak galiba:)

Eeee bir de bir süredir bloğa koymak istediğim bir foto vardı. Biliyorsunuz ki Rafael Nadal'ın maçlarına birçok yıldız akın eder:Shakira, Zinedine Zidane, David Beckham, Raul Gonzalez... Bu seneki Madrid turnuvasına Christiano Ronaldo da gelmiş Rafael Nadal'ı desteklemye:P

13 Mayıs 2010 Perşembe

Serena Williams Maçı İzlerken Neler Yapılabilir?

Güzel bir günün sabahında TV'yi açtığımda karşımda dün izleyemediğim Serena Williams-Nadia Petrova maçının denk gelmesi iyi oldu. Böylece maçı seyredeyim dedim. Ancak Serena Williams'ı o ilginç renk kombinasyonlu kıyafetini görünce(yavru ağzı- pembe) süslenme isteği uyandırdı ben de:) Bir yandan tenis maçı izlerken bir yandan da oje sürdüm. Bol miktarlı servis kırma çabaları, çevrilen servis kırma puanları eşliğinde oje sürmek kesmedi sonra saçlarımı yapmaya başladım:)
bence de Serana hepsi zeminin suçu

Madrid soğuk anlaşılan tenisçiler tayt giymişlerdi hatta Petrova uzun kollu falan giymişti. Yalnız ne yalan söyleyeyim Serena kıyafet konusunda ne kadar rüküştüyse Petrova o kadar hoş olmuştu. Giydiği tayt bacaklarını daha güzel göstermişti. Ne bileyim çok sıcak havada oynanmayan turnuvalarda tercih edebilir bence bu kıyafet kombinasyonunu. Mesala Serena'da tayt giymişti. Çok da iyi olmuştu. Çünkü o kocaman baldırlarının birazcık kapalı kalması biz tenis izleyicileri açısından iyi bir gelişme.
Kıyafetti, süslenmeydi geldik 3. sete. İlk oyunu Petrova oyunu 40-0 gibi alınca bu oyun benim der gibiydi bi de bunun üstüne 40-0 a karşı Serena'nın servisini kırınca ehhh ben bu maçı alayım. Bana bak hatun ben senin oynadığın 70 küsür basit hata yapsan da kazanabileceğin tenisçilerden(Vera Dushevina) değilim benim ne zaman ne yapacağım belli olmaz dedi ve Seranaj'a topu bile ıskalatırdı maçta(vuuuuuhhuuuu!!!)Sonuç? Sonuç mu Seranaj turnuva dışı Venuses number 2

6 Mayıs 2010 Perşembe

Jankovic ve Roma'nın Fazla Taşlı Olmayan Yolları

Bu blog tamamen bir tenis hayranının bloğu(yani amacım o yönde). Amma velakin şurada 2 kelam etmek istiyorum tenisle alakalı olmayan. Nedeni ise başıma gelen ilginç olaylarla ilgili. Bugün herhalde herkesin eksiksiz bir şekilde bildiği üzere TS-FB Türkiye kupası maçı vardı. Arkadaşımla birlikte bir yerlere oturmaya gittik, maç yayını vardı. Hatta ben TV'ye arkamı dönüp oturdum. FB'nin golünden sonra dur ya yoksa 28 sene sonra kupa Fener'e mi gidiyır diye affalladım ve maçı seyretmeye koyuldum. Sevgili arkadaşım tatlısubalığının müthiş totemleri sayesinde TS 3 gol buldu valla. Rıdavan Dilmen'i aratmıyor valla :). Rıdvan gol olur diyor, tatlısubalığı kolumu tututyor TS gol atıyor.Hele maçın son zamanlarında Volkan'ın kalesinden çıkıp gol atacakmış gibi orta sahaya kadar gelip iğrenç ötesi bir vuruş yapıp topu TS'un kalecisinin kucağına(Onur) yuvarlayınca gol atan kaleye Volkan deyip beni koparmıştır:) Bir de 312467 kez Güiza ofsayta düşünce ofsayta düşen Güiza ifadesi repliği ile maça ayrı bir renk katmıştır(bknz Emrah olmak)Önümüzdeki günlerde bol bol Fenerli arkadaşlarla kupa geyiği yaparız, zaten nette bile anında dolaşmaya başladı. Allah kolaylık versin valla.
Neyse biz tenise dönelim. Gelip TV'yi açtığımda Jankovic-Wickmayer maçı vardı. Hatta Jankovic 4 0 öndeydi. Fıstık yeşili kıyafiyle maçın sonuna kadar gayet başarılı bir görüntü verdi. Zaten Roma turnuvasını çok sevdiğini biliyoruz. Arada güzel bir kaç ralli seyrettiysek de genel olarak Wickmayer'in varlığı konusunda şüphelerim vardı. Oyunun kontrollünün sürekli olarak Jankovic'te olması, Wickmayer'in 1 kere servis kırma şansı elde etmesi oyunu çok fazla tek taraflı yaptı ve malesef beklentilerimin altında bir maç oldu. Tarih tekkerrürden ibaret midir bilemem ancak Jankovic, Venus Williams ile tekrar bir çeyrek final maçında karşılaşıyor. 08'de olduğu gibi çeyrekte Venus'ü geçip şampiyon olur mu? Bence bugün oynadığı gibi oynarsa evet kazanır.Hatta şampiyonluğun yolu taştan, Roma sen çıkardın beni baştan deyip kupayı kaldırır.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Ve Serana Kortlara Döner

Bakmayın başlıkta şatafatlı bir Serena Williams girişi yaptığıma, maksat ilgi çekmek:) Pek haz ettiğimi söyleyemem kendisinden. Bugün uzun bir aradan sonra korttaydı. İlk set biraz enteresan geçti Serana açısından gel-git liydi maç. Nitekim 7 6 ile zor kurtardı seti Willams. Ancak ikinci set çabucak bitti 89 doğumlu İsviçreli Bacsinszky (off amma zor isim) bol bol da çift hata yapınca ne olduğunu anlayamadan bitiverdi maç. 6 1 ile aldı Serana . Sonra bakayım dedim kimlerele oynayacak diye anam ne ballı hatun yarı finale kadar seribaşı yok. Bi de kalkıp turnuva kazanırsa bu hatun, Safina yine ilk pardon ikinci turdan kaybetmişken...
katalog çekimi gibi olmuş:)

Allahım günümün güzel olayı: Richard Gasquet maç kazanmış. İzleyemedim ama olsun önemli olan onun kazanması inşallah böyle devam eder kazanmaya:)(Maç sonucu 60 61 )

JMDP (ohh böyle kısaltmak çok iyi oldu) uzun süre sakatlığından ötürü kortlarda olamayacakmış:( Off be üzüldüm bu habere. Umarım çabucak iyileşir ve kortlara geri döner.

4 Mayıs 2010 Salı

Rafael Nadal Burada, Juan Martin Del Potro Sen Nerdesin?


Tam Rafael Nadal Roma'da turnuvayı kazanmışken 17. master şampiyonluğunu sade ve sadece 23 yaşında kazanmışken ben vay belerken aklıma vay belediğim başka bir isim geldi, geçen senenin US Open şampiyonu: 88 doğumlu Juan Martin Del Potro(klasik İspanyol ismi yazana kadar canım çıkıyor)Bu adam Avustralya Açık'tan beri kayıp hatta orada da kayıp diyebiliriz çünkü sakatlığı mevcuttu(4. turda Marin Cilic'e elendi yanlış hatırlamadıysam eğer). Geçen senenin RG yarı finalisti, toprakta millet başını almış gidiyor. Her ne kadar favori zeminin sert kortlar olsa da özledik yahu.

görsel

Not: Ben bu postu yazdıktan sonra tennis bloglarında gezerken bir şey farkettim. JMDP(uzun uzun yazmaya üşendim)gelmeme sebebi üzerine(psikolojik imiş ne kadar doğru bilemem)ayrıntıları için bknz