28 Temmuz 2010 Çarşamba

İstanbul Cup Zamanı

Zeminimizin rengini değiştirdik, artık hazırız sert zemin turnuvalarına. Bu hafta 2 güzel turnuva var. Biri şu anki blog zeminine uygun olmayan Gstaad (toprak) orada Richard Gasquet var:), ikincisi de İstanbul'da:)

Çağla Büyükakçay vardı bugün kortta. Portakal başlayıp limonla devam ettiği maçta ilk sette 4-1 önde olmasına rağmen 2 tane 0-40 lık servis performansı gösterince Baltacha acımadı ve çatur çutur kırdı servisleri ve ilk seti aldı. Portakal rengi kıyafet uğur getirmeyince limona döndü ama o da kar etmedi. (Gece seansında da (çiftlerde) beyazı denedi bu sefer yaradı) İkinci sette hastalığın etkisyle yarı gözlerle izledğim maçta rüyamda görüp de gerçek sanmıyorsam (zira bu konuda başarılıyımdır dünya kupası finalini Wimbledon misali yağmur nedeniyle erteletmiştim:))Çağla servis kırdı orada Baltacha'nın servisini çok geç kullandığı için ceza verdi hakem kanımca. Ama emin değilim zaten ondan sonrasını hiç hatırlamıyorum. Sonuç olarak Çağla 2 sette veda etti turnuvaya.
Uzun bir aradan sonra çiftler maçı seyrettim: İpek Şenoğlu- Andrea Petkovic/ Pemra Özgen-Çağla Büyükakçay. Pemra bir kişiye aynı turnuvada iki kez yenilmem dedi ve maç Pemra-Çağla ikilisine gitti. İpek Şenoğlu kızdı topu Petkovic'in kafasına vurdu. Şaka şaka maç sırasında bi pozisyonda yanlışlıkla çarptı. O değil de uzun bi aradan sonra çiftler maçı seyretmek de güzel oldu. En son Kournikova- Hingis maçlarını seyrettiğimi hatırlıyorum 2001-2002 gibi tarihler olmalı. Üstünden bayağı zaman geçmiş. Kournikova servis atamazdı, Hingis ne güzel tenis oynardı. Özledik be Martina seni. Ne güzel tenis oynardın sen yaa. Ahhh Martina ahh!
2006/7 gibi bir zamanda çiftlerde oynamak için Nadal teklif götürmüştü Federer'e, birlikte çiftler maçına çıklaım diye. Federer takvimimde yok diye geri çevirmişti diye hatırlıyorum. O zaman çiftler maçına ilgi artar ne güzel olur diye konuşulmuştu. Son zamanlarda Nadal ile Djokovic çiftler de beraber oynayacaklar diye bir söylenti yayıldı ne oldu bilemiyorum. Çiftlerin tadı farklı böyle arada konuşmaları, çak yapışları falan güzel görüntüler çıkıyor meydana. Nadal, Federer, Hingis gibi ünlü oyuncuların çiftlerde de mücadele ilgiyi artırıyor, daha bi izlenesi oluyor ne? Tabii ki de çiftlerde oynayan çok değerli oyuncular var ama ben şahsi tercihim olarak tekler maçlarını daha çok seviyorum ve teklerde oynayan oyuncuları daha iyi biliyorum. Onların çiftler maçına da pek bakmıyormuşum hatta hiçmiş. Onun da tadı farklıymış.

Hayranlarının sorup da tenisçilerin cevapladığı röportajları çok seviyorum. Geçen gün facebook aracılığıyla James Blake'e yapılmış. Tenis sonrası Harvard'a gidip okulunu bitirecekmiş, sen de fırlat kepini havaya:), bu keyifli röportajın tamamı için buyrun burdan

Arkadaş canlısı Serena, arkadaşının eşinden boşanmasından ötürü 2 bira çakmaya götürmüş kafasını boşaltsın diye. Hatırlarsanız ayağı uff olduğu için gelememişti İstanbul'a Serena. Şu haliyle gece gezmelerinde falan aklıma İlhan Mansız geldi:)
görsel 1 görsel 2

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder